02.10.2002
Kızıl Dansöz


Giriş:
Ben kesinlikle Doğuluyum.

Hindistan'ın güneyinde Malabar sahillerinde, Brahma'ya inanan dindar bir ailenin çocuğu olarak, Jaffnapatam'ın kutsal şehrinde doğdum. İyiliği ve dindarlığı sebebi ile babama "Lütufkar Tanrı" anlamına gelen Assirvadam derlerdi. Annem, Kanda Swany tapınağında bir rahibeydi. Daha 14 yaşındayken, doğduğum gün öldü. Annemin ölü bedenini yakan tapınağın rahibi bana "Şafak" anlamına gelen Mata Hari ismini verdi.

İlk paytak adımlarımı atar atmaz, annemin izinden yürüyüp, kutsal dansçı olmam için Siva'nın büyük salonunda eğitime başladım. Hayatımın bu dönemi son derece sıkıcı ve monoton geçti. Sabahları saatler boyunca uzun uzun düşünür, akşamları ise altar için yaseminler toplardım.

Kadınlık çağına erdiğimde, manevi annem bendeki güçlü benliği görerek, kendimi Siva'ya adamamı ve Sakty-pudja gecesinde aşk ve kaderin gizemini keşfetmemi istedi. Kabul edilişim, on üç yaşımda Kanda Swany'nin mor granit altarında kutsanmamla oldu. Çıplak olarak, rajaların önünde dans ediyordum...

Son Söz:
Mata Hari Hollandalı olduğunu saklayarak, Güney Hindistan'ın Malabar kıyısında doğduğunu, annesinin bir rahibe olduğunu ve 14 yaşında onu doğururken öldüğünü söylüyordu. Kendisini Doğulu olarak tanıtarak, dansözlüğe başladı. Fiziği ve çıplak dans etmesi sayesinde büyük ün kazandı ve kısa bir süre içinde, üst düzeydeki kişilerle yakın ilişkiler kurdu.

Almanya ve Fransa arasında savaş çıktığında, Almanya'daydı. Mülkü olması nedeniyle Fransa'ya dönebildi. Mata Hari'nin çok önceden beri casusluk yaptığı düşünülüyordu. Ne var ki, yeterli kanıt olmadığından, resmi olarak suçlanamıyordu.

Sonunda, 1917'de, Madrid'den Paris'e geçer geçmez tutuklandı. Mahkum olmasına neden olan en önemli delil, Alman Ordusu merkezinden Madrid elçiliğine gönderilen mesajda, H21'in Paris'e gitmesi ve orada 15.000 pesata alacağının bildirilmesiydi. Diğer bir delil de, 1915'de Fransa'ya gitmeden önce Alman Gizli Teşkilatı'ndan 30.000 mark aldığını kabul etmesiydi.

1999'da açıklanan MI5 dosyalarında, Mata Hari'nin iki kere İngiliz Gizli Servisi tarafından soruşturmaya alındığı, hatta Alman casus Clara Benedix olduğundan şüphelenildiği, ama delil bulunamadığı için serbest bırakıldığı belirtiliyor. Ama kısa bir süre sonra, Fransız yetkililer tarafından, suçunu itiraf ettiği gerekçesiyle idama mahkum ediliyor. Ne var ki, MI5 dosyalarına, Mata Hari'nin suçlu olduğunu gösteren herhangi bir kanıt bulunamadığı ve Mata Hari'nin Almanlara askeri önemi olan bilgiler vermediği de ekleniyor.

Ve bugün...
Fransa'da, Adalet Bakanlığı'na, Mata Hari'nin idam kararının gözden geçirilmesi ve itibarının iade edilmesi için dilekçe verildi ve Mata Hari'yi idama götüren duruşmada "devletin yararı gereği" tahrifat yapıldığı ileri sürülüyor.